AGEMDER Aylık Konferanslar serisi Dernek Merkezinde yapıldı.

Nisan Ay’ı  Konferansını, Akıcı uslübuyla Erğitimci – İlahiyatcı Recep YILMAZ, “Modern Hayatta Hz. Muhammed” konusuyla dinleyicilerine sundu.

“HZ. PEYGAMBER BİR POSTACI DEĞİLDİR”

Günümüzün Hastalıklı anlayışı Mealcilik üzerine eleştirel bakışı ile konuya giriş yapan Yılmaz, Hz. Peygamberin sıradan bir görevli, sıradan insan olmadığını, O’nun Allah tarafından gönderilmiş özel bir elçi olduğunu, Müslümanım diyen bir insanın, Tevhide İnanan birisinin birinci görevi -tevhidin tamamlayıcısı olan-  “Lailahe illallah”ın tamamlayıcısı olan “Muhammed Rasülullah”  olduğunu belirtti.

Peygambersiz,  hayatı – İslam’ı yaşamanın mümkün olamayacağını belirten Recep Yılmaz, Müslümanların uygulamada Peygamberi örnek aldıklarını söyledi.

Örneğin İslamın temel direği olan Namazı, Hz Muhammedin uygulaması/ sünneti, olmazsa kılamayacağımızı,

Hacc farizasının da şekil ve muhteva olarak Kuran’da tam olarak açıklanmadığını ifade eden Yılmaz, yine uygulama olarak Peygamberin örnekliğine dikkat çekti.

Bazıları tarafından Peygambere sıradan bir Alim olarak bile bakılmadığını ve kibir hastalığının bünyelerini kapladığını ifade eden Recep Yılmaz, Peygamberi hafife almanın insanın amellerini boşa çıkaracağını söyleyerek Hucurat suresinden ayetlerle konusunu güçlendirdi: Ey iman edenler! Allah'ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 

Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider. 

Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah'ın, gönüllerini takvâ (Allah'a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.

Temel Kaynaklarımızda uydurma Hadisin olmadığını söyleyen konuşmacı: Fakat Halk dilinde, kültürlerinde ve geleneksel anlayışta / anlatımda bir takım sözlerin – menkîbelerin Hadis gibi anlatıldığını, temel hadis  kaynaklarımızda uydurma hadislerin olmadığını söyleyerek; “Fakat halk dilinde var olan uydurma hadis ve menkıbelere dikkat etmeliyiz” dedi.

Recep Yılmaz, Peygamber bir söz söylemişse Allah’ın rızasına uygun olduğunu, O’nun heva ve hevesinden bir şey konuşmayacağını O’nun koruma altında olduğunu Tahrim Suresinde geçen ayetlerle dinleyicilerine aktardı:

Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi. 

Allah tealanın çoğu kez “Ey insanlar AKLETMİYORMUSUNUZ” diye insanları düşünmeye davet ettiğini söyleyen Yılmaz, Allah’ın insanları akılca düşünüp adam gibi iman etmelerini, Aklı ön plana çıkartıp adeta akla tapınmamalarını belirterek, şu örneği verdi: Müslümanların Abdest alırken ayaklarının üstüne mesh ettiklerini, fakat Hz Ali’nin bu konuyla ilgili olarak “Eğer  akla göre hareket etseydik, ayağımızın üzerine değil de,  altına mesh ederdik. Çünkü; ayağımızın altı, üstünden daha çok kirlenmektedir.”

İnsanların Akletmelerini, adetâ Kuran’da ve Hâşâ Allah’ta açık arar gibi aklı kullanmamaları gerektiğini belirtti.

Kur’an Teslimiyet ve Kulluk Kitabıdır.

Recep Yılmaz daha sonra şöyle devam etti:

“Din teslimiyettir. Kime?

Allah’a ve Rasülüne!

Bizlere düşen kayıtsız iman etmektir.

Aynen Hz. Ebu Bekir de olduğu gibi: “O diyorsa doğrudur”… Doğrusunu söylemiştir diye, görmeden tasdik edip doğrulamaktır.

Allah Dini 23 yılda tamama erdirmiştir. Hüküm ayetleri son 10 yılda inmiştir. İlk zamanlar daha çok imanla ilgili ayetler inmiştir.

Allah Kur’an da her şeyi açık açık belirtmiştir; incelikleri ve uygulaması da Hz. Muhammed’in sünnetleriyle ile tamamlanmıştır.

Kur’an Teslimiyet ve Kulluk Kitabıdır. Allahın bizim kulluğumuza ihtiyacı yoktur. Bizim O’na ihtiyacımız vardır.

Bizim Allah’a kulluk etmemiz kendisine bir değer katmaz, bilakis bizim kişiliğimize ve kendimize değer katar. Eğer Kur’anı iyi anlarsak biz kazanacağız.”

Bugün Ortadoğuda ve İslam dünyasında Müslümanların birbirini tekfir etmelerini hatta birbirlerini “Allahu Ekber” diyerek kesmelerini, Kuranı ve Rasulü iyi anlamadan, peygamberin uygulamalarına bakmaksızın Kuran ayetlerini mızrakların ucuna taktıklarını belirten Yılmaz; Allah Rasulünü bir kenara atıp O’nun yerine kendi liderlerini, Allah ve Rasulüne rağmen öne geçirmeleri sonucunda İslam dünyasının kan gölüne döndüğünü  söyledi.

“Halbuki Allah Rasulü’nün uygulamalarıyla yıllardır Birbirlerine düşman olan Evs ve Hazrec gibi iki kâbile kardeş olmuşlardır. Demek ki İslamı ve Peygamberi iyi anlarsak barış ve sevgi hakimiyet kazanır… Müslümanlar kazanır” dedi

Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir (Haşr -7)

Bu teslimiyet bilinciyle Müslümanların 23 yıl gibi bir sürede Ortadoğunun %90’nını müslümanlaştığını söyleyen konuşmacı sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Eğer Peygamberi hayatımıza örnek teşkil edersek, bizim hayatımız da örnek olur, örnek bir şahsiyet oluruz, numune insan oluruz,

Peygamber; en güzel örnek, en güzel ahlaktır. Allah’ın rızasını kazanmanın en iyi yolu Peygambere uymaktır…. Allah Teala: Peygambere uyun dediği için O’na uyuyor ve O’nu seviyoruz.

Din insana değer verir... Peygamberin Örnekliğini unutmayalım. Peygambere saygıda kusur etmeyelim.”

 (30 Nisan 2016 Cumartesi )